Çanakkale Biga'da bulunan Parion Antik Kenti'nde devam eden kazı çalışmaları esnasında birbirine sarılı halde gömülen, bir kadın ve erkeğe ait olduğu tahmin edilen 1500 yıllık mezar bulundu.
Dünyada çok fazla örneğine rastlanmayan mezar, kazı sponsoru
İÇDAŞ'ın da desteğiyle koruma altına alındı. İÇDAŞ Genel Müdürü
Bülend Engin'e teşekkürlerini ileten Parion Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Vedat Keleş; söz konusu mezarın ardından bölgeye "Sevgililer Şapeli" adı verildiğini açıkladı.
Aşıklar Koruma Altına Alındı
İtalya ve Ukrayna'da daha önce bu tarz mezarların bulunduğunu, Anadolu'da ise tek olduğunu söyleyen Vedat Keleş; bu alanın hem bölgenin hem de ülkenin kültür hazinesine önemli bir katkısı olacağını ifade etti. Vedat Keleş, "Antropologların bize verdiği bilgiye göre birbirine sarılmış biri erkek diğeri kadın iki kişinin mezarıydı. Birbirine sarılmış erkek ve kadının mezarı olmasından dolayı da dönemin kazı başkanı 'Buraya Sevgililer Şapeli adını verelim' demişti. Nihayetinde Geç Bizans şapeli olsa da biz buna biraz ironik yaklaşarak buraya Sevgililer Şapeli adını verdik, ancak öğrendik ki buranın adı çevrede 'Aşıklar Tepesi' olarak anılıyormuş. Mezardan sonra söz konusu alana Geç Bizans döneminde şapel yapılmış. Aslında biz farkında olmadan burada böyle bir aşkın yaşandığını ortaya çıkarıp, aşkın kalıntılarını da bulmuş olduk. Hemen bu noktayı koruma altına almak istedik. Hem aşkı hem de bu yapıyı koruma altına alalım dedik. Hemen ana sponsorumuz İÇDAŞ'a başvurduk. Sponsorumuz, konuya çok olumlu yaklaştı. Parion'da bize sağlamış olduğu desteğin yanında 'Buraya da çok güzel bir koruma alanı yapalım' dedi. Biz de hemen işe koyulduk. Planlarını çizdirdik, hiçbir yere dokunmadan mükemmel bir koruma örneği gerçekleştirdik ve burayı bir arkeopark haline getirdik." dedi.
Tüm dünyada bulunan üç örnekten birinin Çanakkale'de ortaya çıkarıldığını belirten Vedat Keleş, "Ancak bu kadar büyük bir sanayi tesisi içinde böyle bir kültür varlığının korunması dünyada hiçbir yerde yok. Çok büyük bir ağır sanayi tesisi burası ama böyle bir kültür varlığının korunmasına önayak oldular. Bu noktada İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin'e kültürel varlıkların korunmasına ve bunların gelecek kuşaklara aktarılması konusunda gösterdiği duyarlılık için kendim ve ekibim adına teşekkür ediyorum." diye konuştu.